Âli himmet birileri çıkıp meydanın zikre, kazanın ateşe, gönlün muhabbete hasretini dindirmese nereden bilecektik ki ocağın 92 sene evvel küllendiğini! Sümbül Efendi Dergâhı’nda dört asır boyunca aralıksız devam eden aşure kaynatma geleneği, 1922’de, şimdilerde hatırlanmayan bir sebeple kesilivermiş. 3 sene sonra tekke ve zaviyeler seddolununca da hüzünlü bir hatıra olarak kalmış hafızalarda. Dervişân dağılmış, tekke harap olmuş… Şu günlerde güzel habere hasret kalanlara müjde olsun ki, geçen günlerde kazanlar tekrar sürüldü ocaklara. Tekke bahçesinde zikir ve dualarla kaynadı aşure. Geçmişe doğru bir hayal yolculuğuna çıkmadık bu kez. Mazi; sesi, kokusu ve tadıyla avdet etti âdeta…
Amasya Valisi olduğu esnada Halveti şeyhi Çelebi Halife ile tanışıp intisap eden İkinci Bayezid, babasının vefatı üzerine tahta geçince şeyhini de davet ediyor İstanbul’a. Çelebi Halife, irşad vazifesine padişah fermanıyla Kocamustafapaşa’da kurulan tekkede devam ediyor. Padişah iradesiyle kurulduğu için asırlar boyu sair tarikatlar nezdinde merkez kabul edilen tekke, asıl şöhretini Sümbül Sinan devrinde kazanıyor. Bânîsi olduğu caminin bahçesinde medfun bulunan Sümbül Sinan Hazretleri, Çelebi Halife’nin müridi. İkinci Abdülhamid devrine kadar İstanbul’daki tasavvuf çevreleri, ulema ve meşâyih dinî ve sosyal meseleleri, merkez tekke olması hasebiyle, burada istişare ediyor. Alınan kararlar Sümbül Efendi’den ilan ediliyor halka. Bu hürmet ve kıdemin göstergesi olarak Muharrem ayının ilk aşuresi de yine Kocamustafapaşa’daki tekkede pişiyor. Bir gün önceden dua ve zikirlerle hazırlanan malzeme, dervişânın iştirakiyle 9 Muharrem’de bahçeye kurulan kazanlarda kaynatılıyor. Soğumaya bırakılan aşure, ertesi gün, yine yüzyıllardır devam eden geleneğe uygun olarak, öğle namazını müteakip Sümbül Efendi Camii’nde Şüheda-i Kerbela ruhuna okunacak mevlid-i şerif için gelen meşayih ve cemaate ikram ediliyor. İstanbul tekkeleri, aralarındaki hiyerarşiye uygun olarak sırayla kaynatıyor aşureyi. İkinci hafta Tophane İsmail Rûmî Kâdirî Tekkesi’nde ve diğer tekkelerin ardından son olarak Safer ayının ilk haftasında Karagümrük’teki Cerrahi Tekkesi’nde kuruluyor aşure kazanı.
Geçen yıllarla birlikte aşure merasimi de unutulmaya yüz tutmuştu ki, 3 sene önce restore edilen Sümbül Efendi Konağı’nda faaliyet göstermeye başlayan İstanbul Bilim Sanat Eğitim ve Kültür Derneği’nden (İSBEK) geldi müjdeli haber. 9 Muharrem’de, araya hiç fasıla girmemiş gibi, yine kazanlar kuruldu. Zikir ve teşbihlerle geçildi ocak başına. Haberi alanlar tekke bahçesinde, aşın aşka dönüşüne şahitlik etti.
10 Muharrem’de yapılan Mevlid-i Şerif merasimi, Cumhuriyet’in ilk yıllarında yaşanan birkaç senelik kısa kesintiyi saymazsak aralıksız devam etmişti. Tekke bahçesinden yükselen zikirdi eksik olan. O da tamam oldu. Şimdi bize düşen bugünlere eriştirene bir kez daha şükretmek…