Bir peygamber sevdalısına, Yaman Dede ismiyle maruf Mehmet Abdülkadir Keçeoğlu’na ait bu dizeler. Bir Rum esnafın oğlu olan Yaman Dede, İstanbul Büyükşehir Belediyesi Kültür AŞ’nin düzenlediği anma programı sayesinde başından sonuna şahitlik ettiğimiz hayatına Dyamandi adıyla başlıyor. Yavaş yavaş, yana yana Dyamandi Molla’dan Yaman Dede’ye dönüyor. Hazreti Mevlana, Mesnevi aracılığıyla yüzlerce yıl öteden uzanıp daha lise öğrencisi olan genç Dyamandi’nin elinden tutuyor. İçine bir ateş düşürüyor. Üniversite yıllarında kimseye sezdirmeden Üsküdar Mevlevîhanesi Şeyhi Tevfik Molla’nın önünde diz çöküyor Dyamandi. Yıllar sonra itiraf ediyor ailesi ve Rum cemaati anlamasın diye daha o yıllarda kabul ettiği Müslümanlığını nasıl gizlediğini, kendi evinde gurbet hayatı yaşadığını. Mevlana Hazretleri’nin delaletiyle için için yanıyor Yaman Dede, ondandır ki tanıyanları ‘Yanan Dede’ de diyor ona. Bir kısmı bestelenen şiirleri çok şey söylüyor ne derin bir muhabbete mazhar olduğu hakkında. Mesleği avukatlığı bırakan Yaman Dede, aralarında Prof. Dr Hayrettin Karaman, Prof. Dr. Osman Nuri Topbaş, Doç. Dr. Bekir Topaloğlu, Dr. Emin Işık’ın da bulunduğu yüzlerce öğrenci yetiştiriyor ve 1962’de Rahmeti Rahman’a yürüyor.
Gönül hûn oldu şevkınden, boyandım yâ Rasûlallah
Nasıl bilmem bu nîrâna, dayandım yâ Rasûlallah
Ezel bezminden bir dinmez figandım yâ Rasûlallah
Cemalinle ferahnâk et ki yandım yâ Rasûlallah
Yanan kalbe devâsın sen, bulunmaz bir şifasın sen
Muazzam bir sehâsın sen, dilersen rû-nümâsın sen
Habib-i Kibriyâ’sın sen, Muhammed Mustafa’sın sen
Cemalinle ferahnâk et ki yandım yâ Rasûlallah
Gül açmaz, çağlayan akmaz, ilâhî nûrun olmazsa
Söner âlem, nefes kalmaz, felek manzûrun olmazsa
Firak ağlar, visal ağlar, ezel mestûrun olmazsa
Cemalinle ferahnâk et ki yandım yâ Rasûlallah
Erir canlar o gül-bûy-i revan-bahşın hevâsından
Güneş titrer, yanar dîdârının, bak, ihtirâsından
Perişân bir niyaz inler hayatın müntehâsından
Cemalinle ferahnâk et ki yandım yâ Rasûlallah
Susuz kalsam, yanan çöllerde can versem, elem duymam
Yanardağlar yanar bağrımda, ummanlarda nem duymam
Alevler yağsa göklerden ve ben masseylesem duymam
Cemalinle ferahnâk et ki yandım yâ Rasûlallah
Ne devlettir yumup aşkınla göz, râhında can vermek
Nasîb olmaz mı sultanım, haremgâhında can vermek
Sönerken gözlerim, âsân olur âhında can vermek
Cemalinle ferahnâk et ki yandım yâ Rasûlallah
Boyun büktüm, perişânım, bu derdin sende tedbîri
Lebim kavruldu âteşten, döner pâyinde tezkîri
Ne dem gönlün murâd eylerse taltîf eyle Kıtmîr’i
Cemalinle ferahnâk et ki yandım yâ Rasûlallah
7 şubat 2011