Close Menu
Ayşe AdlıAyşe Adlı

    Subscribe to Updates

    Get the latest creative news from FooBar about art, design and business.

    What's Hot

    bibliyofili ile bibliyomani arasındaki ince çizgide yürüyorum

    Nisan 21, 2025

    taşı toprağı tarih bir ülkede yaşıyoruz!

    Nisan 21, 2025

    türkiye’de en ucuz emek, entelektüel emek!

    Nisan 21, 2025
    Facebook X (Twitter) Instagram
    • Gizlilik Politikası
    • iletişim
    • hakkımda
    Ayşe AdlıAyşe Adlı
    • Yeşilçam’dan Portreler
    • Geçmiş Zaman Olur Ki…
    • Türkiye Kurulurken…
    • Hoş Sada!
    • Tüm Kategoriler
      • Şehir ve Mekan
      • Dünya’dan
      • GeziYorum
      • Kitabiyat
      • Nadir Söyleşiler
      • O Şehr-i İstanbul Ki…
      • Portreler
      • Sinema Yazıları
      • Sanat Penceresi
      • Tarih Yazıları
      • MetaFizik
    Ayşe AdlıAyşe Adlı
    Geçmiş Zaman Olur Ki… - çöpten müzayedeye

    çöpten müzayedeye

    Konumuzu, baktığınız yere göre; reddedilen ya da kıymet biçilemeyen tarih olarak isimlendirmek mümkün. Zira birilerinin çöpe attığı, başka birilerinin açık artırma usulü sahip olmaya çalıştığı birtakım eşyadan söz ediyoruz. 
    Şubat 11, 2015
    Share
    Facebook Twitter LinkedIn Pinterest Email

    Müzayedelerde koleksiyonerlerin ve araştırmacıların en fazla rağbet gösterdiği parçaların evrakın büyük kısmı çöpten toplanıyor.Harca harca bitmeyen bir tarihî miras üzerinde oturuyoruz. Hangi alanda iş görüyorsanız geçmişten ekmek çıkarmanız mümkün. Tıpkı mazinin kıymetinden nemalanan bu haber gibi. Konumuzu, baktığınız yere göre; reddedilen ya da kıymet biçilemeyen tarih olarak isimlendirmek mümkün. Zira birilerinin çöpe attığı, başka birilerinin açık artırma usulü sahip olmaya çalıştığı birtakım eşyadan söz ediyoruz.

    İstanbul’da çoğunluğunu Osmanlı mirası parçaların teşkil ettiği müzayedeler sık denebilecek bir periyotta düzenleniyor. 18 Şubat’taki açık artırmanın ev sahibi bir yıllık geçmişe sahip İstanbul Müzayede. Bu sefer 1744 parça eşya var katalogda. Mektuplar, fotoğraflar, madalyalar, resmi evrak, şahsi eşya. Satışa sunulan her bir parçanın kendi hikâyesi var. Ancak pek çoğunun ortak kaderi buraya reddi miras sonucu gelmiş olmaları. Bu bilgi, eşyaya da açık artırmaya da bambaşka bir anlam yüklüyor.

    Müzayedeyi düzenleyen Uğur Yeğin, kendileri için artık sıradanlaşan serüveni birkaç cümlede özetleyiveriyor: “Büyük ailelerin farklı yerlerde emlakı oluyor genellikle. Bunlar miras yoluyla varislere intikal ediyor. Mülkün yeni sahibi taşınmadan ya da satmadan önce ‘temizleyin’ talimatı veriyor. İçeride ne olduğu önemli değil. Zaten o metrukâtla kurulmuş duygusal bir bağ yok.” Yeğin, bunun Cumhuriyet’in kuruluş mantığı ile benzerliğine dikkat çekiyor: “Türkiye Cumhuriyeti de reddi mirasla kurulmuş. Yenisini inşa etmek için eskiyle tüm bağlar koparılmış. Osmanlıca bilen ilk kuşak hayatını kaybedince bir devri ifade eden Osmanlıca tüm evrak çöpe atılmış.”

    Satışa sunulan bazı parçaların neden orada olduğunu anlamayı kolaylaştırıyor Yeğin’in açıklaması. Ancak Türk tıp tarihinde önemli bir yeri olan Ord. Prof. Dr. Mazhar Osman’ın 1904 tarihli diplomasını nasıl bir duygusal kopmanın oraya sürüklediğini izaha yetmiyor. Dolaptaki bir katalogun arasına doldurulmuş fotoğraflar geliyor masaüstüne bu esnada. Köprülü ailesine ait ve hepsi paramparça. Onlar da çöpten gelmiş. Hayatını kaybedeli henüz 50 yıl olan Fuat Köprülü’nün hatırasından bile bu kadar kolay vazgeçilebilmiş demek. 1890’da İstanbul’da doğan Fuat Köprülü, Sadrazam Köprülü Mehmet Paşa’nın soyundan geliyor. Demokrat Parti’nin de kurucuları arasında olan Köprülü, 1966’da bir trafik kazası sonucu hayatını kaybediyor. Kabri, Çemberlitaş’taki Köprülü Türbesi’nde, babasının yanında. Ailesine ait özel fotoğraflarsa çöpte.

    Satışa sunulan parçaların her biri üzerinden ayrı bir hikâye kurgulamak mümkün. Sadece yazılı belgelerle temas kurmak bile tarihî bir seyir yaşatabiliyor. 1928’de yapılan Harf Devrimi bir milada karşılık geliyor. O duvarı aştığınızda bambaşka bir ufuk çıkıyor karşınıza. Sultan Abdülhamid’e ait mülklerin tapusu 1898 tarihli, doğal olarak Osmanlıca. Sultan Reşad ve Başkumandan Enver Paşa imzası taşıyan Birinci Dünya Savaşı’na girme kararı Rumi 1330, miladi 1914 tarihli ve tabii o da Osmanlıca. ‘Devrim’, İkdam Gazetesi’nin harf inkılâbından hemen sonra çıkan sayılarıyla dikkatleri üzerine çekiyor. Gazete, uyum sağlanana kadar, belli bir süre Latin ve Arap harflerini birlikte kullanıyor.

    Ancak her şey bu kadar sistematik değil elbette. Yığınlarca evrakın içinden karşınıza çıkan alelade bir belge tüm bu kurguyu alt üst edebiliyor. Nasıl mı? Uğur Bey, 1912 tarihli bir mektuptan söz ediyor. Harf Devrimi’nden 16 yıl önce Latin harfleriyle yazılmış bir mektup… Bu bilgi resmi tarih yazımının boşluklarını bir daha hatırlatıyor. 1912’de iki arkadaş arasında yapılmış sıradan bir yazışma aniden önem kazanıyor böylece. Bu tür müzayedelerde satışa sunulan parçaları antika eşyadan ayıran da bu sıradanlık. Zamanında saklanma ihtimali zayıf olan eşyaya, uzmanların deyimiyle ‘efemera’ya, yazılı tarihin cevap vermekte yetersiz kaldığı durumlarda başvuruluyor. Bir fotoğraf, üzerine bir şeyler karalanmış kâğıt parçası, bir fincan ya da ilaç şişesi… Vaktinde önemsiz gibi görünen her şey zamanı geldiğinde yazılı tarihe destek niteliği taşımaya başlıyor. Ve çoğu zaman bir benzerini bulma imkânınız olmadığından antikadan daha fazla anlam taşıyor efemera.

    1. CİHAN HARBİ’NE GİRİŞ BEYANI

    Kriz içinde olan Osmanlı, Birinci Dünya Savaşı’na Almanların ekonomik ve askerî yardım vaatleri sonucunda girme kararı aldı. 2 Ağustos 1914’te Almanya ile gizli bir İttifak Antlaşması imzalandı. Fiilen savaşa girildikten sonra, 11 Kasım’da bütün Müslümanların Halifenin yanında düşmana karşı savaşa çağrılması anlamına gelen “Cihad-ı Ekber” halka duyuruldu.

    Müzayedenin en değerli parçası 13 milyar değerindeki Tanzimat hatırası madalya.

    KAİSER WİLHELM İSTANBUL’DA

    İkinci Abdülhamid ve Alman İmparatoru Kaiser Wilhelm arasında yakın bir ilişki olduğu biliniyor. İstanbul’u 3 kere ziyaret eden Wilhelm, ilk gelişinde Osmanlı ordusuna Alman tüfeklerinin satışını sağlamış, 1898’de gerçekleştirdiği ikinci ziyaretten sonra da halen Sultanahmet Meydanı’nda Birinci Ahmed Türbesi’nin karşısında bulunan Alman Çeşmesi’ni Almanya’da yaptırarak İstanbul’a göndermişti. İstanbul-Bağdat demiryolunun Alman firmalarına verilmesi vaadi de yine bu ziyarette alınmıştı. Wilhelm son gelişinde Sultan Reşad, Enver Paşa ve Şeyhülislam’la birlikte.

    DÜRRÜ ŞEHVAR SULTAN

    Berrar Prensesi Dürrü Şehvar Sultan, yaklaşık bir yıl önce babası son Halife Abdülmecid Efendi gibi vatanından uzakta, Londra’da vefat etti. Türkiye’ye defnedilmesi mümkündü; ama ‘hükümdarın incisi’ 1944 yılında vefat eden babasının Türkiye’ye defnine izin verilmemesi sebebiyle küskündü, o da gelmedi.

    1928 TARİHLİ İKDAM GAZETESİ

    1928 yılında Devrim yasaları ile karara bağlanan harf inkılabı, toplumun intibak sağlamakta zorlandığı değişikliklerin başında geliyordu. Hükümet, halk genelinde başlatılan okuma yazma kursları ile yeni alfabeye uyumu kolaylaştırmaya çalışırken gazetelerde bir süre Arap ve Latin harflerini birlikte kullandı. İkdam Gazetesinin 20 Eylül 1928 Perşembe günü yaptığı baskı da bunun örneklerinden. Gazete, müzayedede 50 YTL’den satışa sunuluyor.

    LATİFE VE MUSTAFA KEMAL

    Bir başka karede, 1923 yılında Cumhurbaşkanı seçilen Atatürk, eşi Latife Hanım’la birlikte. Gazi ile Latife Hanım’ın at gezisi sonrası görüntülendiği fotoğraf, 1924 yılının Eylül ayında gerçekleştirilen İzmit ziyareti esnasında dönemin önemli fotoğrafçılarından Fethi Bey tarafından çekilmiş.

    12 şubat 2007

    Related Posts

    hay ateşbâzım hay!

    Şubat 13, 2015

    sümbül efendi ocağı yeniden tütüyor!

    Şubat 13, 2015

    ramazan deyince!

    Şubat 13, 2015
    Add A Comment
    Leave A Reply Cancel Reply

    Çok Okunanlar
    bibliyofili ile bibliyomani arasındaki ince çizgide yürüyorum
    Nisan 21, 2025
    taşı toprağı tarih bir ülkede yaşıyoruz!
    Nisan 21, 2025
    türkiye’de en ucuz emek, entelektüel emek!
    Nisan 21, 2025
    biz çalıkuşu nesliyiz!
    Nisan 21, 2025
    anadolu kitabı koruyamamıştır
    Nisan 21, 2025
    Facebook X (Twitter) Instagram Pinterest
    • Gizlilik Politikası
    • iletişim
    • hakkımda
    © 2025 Ayşe Adli

    Type above and press Enter to search. Press Esc to cancel.